7 Temmuz 2012 Cumartesi

Beyninizi kullanıyor musunuz?



”…bir ANTİASİMİLASYON kampanyası başlatmak istiyorum. Bunun için de bir mekanizma düşündüm… HER GÜN Kürtçe bir cümle, 10 lüzumlu kelime, haftada bir de bir gramer mevzuu öğretilme kampanyası internet sayfasında yayınlanırsa sene sonunda rahat konuşabileceği cümle ve kelime kazanılmağa muktedir olunur… İnsanları beyinlerini kullanmağa, konuşmağa, ana dillerini öğretmeğe aydın insanlarımızın kendilerine vazife edinmesi lazım.

Geçen gün bir televizyon tartışmasında Türk kökenli bir köşe yazarı :
‘’ Ben tek kelime Kürtçe bilmiyorum’’ diyerek nedametine vurgu yapmıştı. Türklerin kibirlerini terk edip, kendilerini Kürtlerden üstün görmek psikolojisinden vazgeçmeleri elzemdir… Bu metotla 800 kelimelik bir kelime hazinesine kavuşulması mümkündür.
Acaba Türkiye deki liderlerin hitabetlerin de kaç kelime kullandıklarını hiç merak ettiniz mi?
Kanaatime göre bir Tayyip Recep, bir Kılıçdaroğlu, bir Bahçeli 800 kelimeden fazla kullanmıyor…”

Dr.İsmet Turanlı.
dr_ismetturanli@mynet.com

İnsanlar yaşamlarını fizyolijikman idame ettirmeleri için yerler, içerler. Hat ta bunu Pavlov’un şartlandırma refleksi ni açıkladığı gibi bebek yaşında ağzına konulan emzikte bile görürüz. Neslin bekası için de seksüel yaşam mekanizması mevcuttur. O andaki davranışımız hayvanlarınkinden hiç fark göstermez. Bu evrim teorisini ispata kâfidir diye düşünüyorum. Cemiyetin yani sosyal yaşamı gerçekleştirmek içinde çalışmak yükümlülüğünü taşıyoruz.

Hayvanlarla insanlar arasındaki fark düşünme ve konuşma fonksiyonuna sahip olmamızdır. Onun içinde ARİSTO ‘’insan SOSYAL bir hayvandır’’ demişti. Birde atasözü vardır. ‘’Hayvanlar koklaşı, koklaşı, insanlar konuşu, konuşu anlaşırlar’’. Yaşar Kemal’in dediği gibi ‘’ Türkler Kürtlerin dilini kestiler’’ yani Kürtçe konuşmağı dahi yasakladılar. Konuşamayan insanın düşünme yeteneği de, kültürü de dumura uğrar. O millet kimliğini kaybeder. Türkler bu yaptıkları zulmün farkında mıdırlar.

Belçika’nın Brüghe şehrinde bir papazın kollosal heykeli vardır. O papaz zamanında kralı eleştirdiği için dilini kesmişler yüzlerce sene önce. SADE’ın da şiir yazmasını önlemek için hapishanede dilini kesmişler. O da akan kanla gene şiir yazmıştır.

İnsanlar görürüm çalıştıkları yerde bütün gün okumadan, düşünmeden bütün gün otururlar. Yahut ta televizyonlar da saatlerce Futbol söyleşileri yaparlar. Gazeteler de sayfalarca futbol, türban, mankenler hakkında kafa yorarlar. Beyinlerini kısmen kullanırlar. Hani türkü söyleseler daha ciddi bir iş yapmış olurlar diye düşünürüm.

Senelerce Kürtlere ana dillerinde eğitim yaptırmamakla çok çirkin bir asimilasyon politikası yürütüldü. Bu politikayı, bu zulmü yürütenlerin insan hakları ve düşünce özgürlüğünden nasiplerini almadıkları bir gerçek.

Kürt aydınlarına bir çağrım var. Bir önerim var. Bütün imkânlarını seferber ederek Kürtçe bilmeyen Kürtlere hatta Türklere Kürtçe öğretmeleridir. Çünkü ana dilini konuşmayı bilenler kimliklerine bilinçlenme, kültürüne sahip olma yetisi artacaktır.

Bu vesile ile bir ANTİASİMİLASYON kampanyası başlatmak istiyorum. Bunun için de bir mekanizma düşündüm. USA’daki başkan seçiminde yeni internet sistemleri başarı ile kullanıldı. Bu gün Türkiye dede pek çok internet sayfası var Kürt politikasına hizmet eden. Bu sayfaları Kürtçe öğreniminde kullanırsak epeyce yol kat etmiş oluruz diye düşündüm. Bir de teknik model oluşturdum. Lisan öğrenmek oldukça zor bir çaba gerektirir. Onu kolaylaştırıcı teknik bir model düşündüm.

HER GÜN Kürtçe bir cümle, 10 lüzumlu kelime, haftada bir de bir gramer mevzuu öğretilme kampanyası internet sayfasında yayınlanırsa sene sonunda rahat konuşabileceği cümle ve kelime kazanılmağa muktedir olunur. Umumiyetle yeni önerilere karşı çıkan çok olur. Azimle yola devam etmek gerekir. Azmin elinden kurtulmak zordur. İnsanları beyinlerini kullanmağa, konuşmağa, ana dillerini öğretmeğe aydın insanlarımızın kendilerine vazife edinmesi lazım. Geçen gün bir televizyon tartışmasında Türk kökenli bir köşe yazarı ‘’ Ben tek kelime Kürtçe bilmiyorum’’ diyerek nedametine vurgu yapmıştı. Türklerin kibirlerini terk edip, kendilerini Kürtlerden üstün görmek psikolojisinden vazgeçmeleri elzemdir.

Bu metotla 800 kelimelik bir kelime hazinesine kavuşulması mümkündür. Acaba Türkiye deki liderlerin hitabetlerin de kaç kelime kullandıklarını hiç merak ettiniz mi? Kanaatime göre bir Tayyip Recep, bir Kılıçdaroğlu, bir Bahçeli 800 kelimeden fazla kullanmıyor.

Adenauer’ın memuarını yazdırmak için 10 bin kelime kullandığını söylerler Almanlar. Bu rakamı da abartılı bulanlar vardır. Mollier’in 40 bin, Shakespear’in 60 bin, Gothe’ninse 80 bin Kelime kullandığı söylenir. Yaşar Kemal’in de kelime hazinesinin zengin bir hafızası olduğu malum.

Denizin yüzünde kalmak için yüzmek bilmek şartsa, Kürtlerin de kimliklerini, kültürlerini yaşatmak için birinci şartın anad illerini bilmeleri ve siyasetçilerin de bunu bütün imkânlarını kullanarak önlemeğe çalıştığını bilerek kendi kendilerini bu kampanyaya seferber etmeleri bilincini sağlamaları gerekir.

Kürtler iptidai bir vasıta olan silahın yerine beyinlerini kullanmalarının ne kadar lüzumlu olduğunu takdir etmeleri, GANDHİ’yi örnek almaları icap etmez mi? Türklerin silahı tercih etmeleri akıllarına güvensizliklerinden ziyade üstün ırk ( Kemalist )ideolojisine inandırılmalarından ötürüdür.

Türkiye de en zor problemiz beynimizi kullanmak zahmetine katlanamayışımızdır.





Hiç yorum yok: