29 Aralık 2013 Pazar

AKP’NİN SOYGUNCULARI….




Kutbettin Özer

Ben çocuk iken bulunduğum küçük bir kasaba (Varto) da doğup büyüdüm. 5. nüfuzu vardı, şimdi 26 bin nüfusa sahiptir, gittiğimde tabela öyle yazıyordu. Bunun dışında Nahiye ve Köyleriyle birlikte 99 Köyü var. Ben bu köyleri karış karış gezdim.


Karna arabayla, atın üzerinde ve yaya yürüyerek Alevi ve suni Köylerini dolaşıverdim. Kaç yaşında olduğumu soracak olursanız; Altı yaşında babam Abdulhekim Özer ve Ağabeyim Mirzeddin Orhan Özer ile Öküz arabası ile Ot çekmeye, ağaç kesip kışlık ihtiyacını gidermek için birçok (Varto-Gmgım) Köylerini görmeye fırsatım oldu. Bunun dışında Ağabeyim Selahattin Sami Özer de o zaman İstanbul Edebiyat- Türkoloji Bölümünü okuyordu. Babama yük olmaması için Gımgım Köylerinde Çökelik (TORAQ) toplamaya giderdik. Varto ve Köy yerleşim Alevi ve Sünni kesimi Ailemizi sevdiklerinden dolayı herkes Toraq toplamaya yardım ederlerdi.

17 ila 20 yaşlarında şöyle veya böyle genç, dinamik hayalci, ütopik tipik bir sıradan Komünizmin nasibini kulakla, başkaların anlatımlarıyla ve sonradan okuyarak inancım devrimci, Demokrat sınıfında Kardeşim Dr. Bayram ile birlikte yer aldık. Merakım; öncelikle Varto (Gımgım) köylerini, sosyal konumunu, yerini, yurdunu ve coğrafyasını ve de Köy ahalisinin genel durumunu öğrenmeye çalıştım.

Köyde yaşayanların sosyal durumuna baktığımda hayvanlar ve hayvan gübreleri iç içe çamur veya toz-toprak içinde yaşamını devam ediyorlardı. Bu yaşamaya rağmen mutlu olduklarını görüyor ve hissediyordum. Suni ve Alevi köylerin araları birkaç kilometre bazıları da bağırsan Köy ahalisi duyardı.

Her kasabada ve Köyde hırsız vardı, kim kimin malını kapabildiyse. En büyük hırsızlık Alevi-lerle Suni-lerin arasında mal hırsızlığı olurdu. Suni veya Alevi çaldığı malı kavurma veya ızgara yaptığında mal sahibini yemeye davet eder ve birlikte eti afiyetle yerlerdi.

Suni veya Alevi, Ye, ye (Bûxe bûxe) kardeş malın gibi ye, helal maldır. Mal sahibi bu yediği et kendisinin olduğunu hissettiğini ve bildiği halde, gülerek, eğlenerek karnını doyurdu. Ertesi günü bu sefer Alevi, Suni komşunun malını çalardı. Bu hayat devam ederek son zamanlara kadar devam etti. Ayrıca, Türk devleti Suni’yi Alevi’ye, Alevi’yi de Suni’ye kışkırtıp kırdırıyordu. Biz o dönemin kuşağı, demokratları büyüdükten sonra bu tatsızlığı ortadan kaldırdık. Maşallah Gımgım’ın devrimci gençleri adam gibi adamlardı.

Varto ve diğer Kürtlerin hukuku bu şekilde devam ediyordu. Çalan da memnun, yiyen de memnundu.

Eh, şimdi gelelim Türk devletin devlet içindeki çapulcu ve soygunculara.


 Bütün devletlerde (Ülkelerde) hırsızlık var, hayır, yok diyemeyiz. Hıristiyan olan ülkelerde de hırsızlık var, 
zuhur ediyor. Ne yazık ki İslam olup İslam ülkelerinde hırsızlık yapmak oldukça yoğundur. İslami radikal olanlar en büyük suç işleyenlerdir. İslamcı kesimlerden ne kadar uzak durulursa insan o kadar rahat eder. Çünkü Yalancılık, dolandırıcılık, zina işlemek, katliam ve soygunculuk ve insani unsurlardan uzak olanlar İslami kesimlerdir. İslamcılığın ahkâmı kesilmek ve İslamcılığı, dini, Mezhebi, nasıl kullanıp ve alet ettiklerini iyi bilenlerdenim. İslam kisvesinde haram yemeyi ekmek su gibi sever, hırsızlığı yemin billâh ederek kendisini kurtarır, Camide namaz kılmaya gider ve orada herkes beni görsün diye. Hacca gider rekabeti artsın diye ve eve döndüğünde ikinci bir kadın evde görünsün ve köle gibi kullansın diye. Hacı özleminde; daha kurnaz ve bağnaz olur. Tüccarlıkta rantın (kazan-gelir) en alasını alır ve en kötü malı satar, et kasap şirketlerinde eşek, at etini karıştırarak helal ettir diye halkına yutturur. Yağını domuz yağını margarin yağına karıştırarak satmaya çalışır. Ben bunları gittiğim mahkemelerde hepsini gördüm.

Din, mezhep, ırk, cins tanımadan herkesi taciz eder ve ırz düşmanı olur, Suriye’de / Rojava’da besmeleyi çekerek çoluk çocuğun ırzına geçerek zina eder ve Allahu Ekber belsemsiyle haykırıyor ve her yaştaki insanı öldürür ve bunların katli helaldir der. Bunlara destek veren T.C devleti ve Mekanizma yuvası destekleyicisi olan AK Parti iktidarı da bu katliamlara lojistik ve ulaşım yollardan Al Kaide ve Al Nursa terörist örgütlere yardımcı olur. Kimin parasıyla? Elbette çaldığı paralarla… Dini şartlarına göre medeni hukuka ve Adalet uymayan kadınları Meclise ve üniversite taşımak ve bunun arkasında akşam nikâh, sabah boşanmak gibi tecavüzleri tekrarlamak hangi insani mantık kabul eder? Hıristiyanlar âleminde bu münafıklık hiçbir zaman tekerrür ettiğini görmedim ve etmez de.

Önce savaş, Cemaat (Fetullah Gülen)nin fetvalarıyla başladı sonrada çorap söküğü gibi AK Partinin soyguncuları su yüzüne çıkmış oldu.

İstanbul Belediyelerden biri, Fen işleri Bölümünde çalışan güvenir ve bilirkişi ile Üsküdar’ı gezip altüst ettik. Sıra Erdoğan’ın surlarla çevrili çiftliğini gördüm, bir ucu var diğer ucu yok kadar büyük. Bunun yanında bir de Erdoğan’a ait olan Almanya hastanesini gördüm, çok modern yapılı bir bina. Görerek şahit oldum.

Mustafa Kemal’in manevi kızı Sabiha Gökçe da birden bire mal sahibi oldu hem de hektarlarca. Demek ki devletin başı isterse istediğine mal-mülk verir ve dağıtır, istemediğini de aşlıktan, sefaletten öldürür, arkasına bakmaz. Sabiha Gökçe’nin mal varlığı; Türkiye’de ilk savaş pilotu idi. İsmet İnönü ve Mustafa Kemal önderlikleri tarafından komuta verilerek Dersimi yerle bir ettiğinde, iyi bir Türk uyruklu Ermeni ırklı katili Türk kahramanı ilan ederek ödüllendirildi. Bugünkü Sabiha Gökçe Hava Alanıdır. Bobroski Katliamı hala açığa çıkarılmadı, sanırsam Emir veren Asker katile de ödül vererek ya emekliye ayırtıldı veya iyi bir rütbe ile en iyi yere tayin edildi. Bu sırı bölgenin Asker ile T.C Başbakanı R. T. Erdoğan’a sormak lazım.

Derler ya gülme komşuna bir gün de gelir, bela olur başına. AKP’ın Bakanları iyi arpalandı, iyice de köşeyi döndüler. Bu hırsızlar yarın da ya MHP’de veyahut ta CHP’de yer alırlar. Geni bozuk soyguncu ve hırsızlar gittiği yerde de devam edeceklerine eminim.

Fetullah Gülen Amerika’da ve Amerika tarafından her şeyi finanse ediyor. Dünyanın birçok yerlerinde de sosyal konutlar yaptı ve devam ediyor. Bilmemişler gibi çakal ‘’Ortaklar’’ bu paracıkları nereden yumurtladığını bilmezler mi, hem de bal gibi bilirler. F. Gülen bir beddua edip üfleyerek AK Partiyi altüst etti. Sanki Erdoğan partisinin içinde olan biteni bilmez miydi, hem de bal gibi her şeyden haberi vardı ve haberdardı da. Siyasetçi olmak gaddar olmanın en insafsız sürecini yaşamak demektir. Zamanı gelince ayakta durması için anasını-babasını da beller, geçer. Candan en yakın siyasi kader yoldaşını bile yok etmeye çalışır. Bu siyaset karakterini alan bir tek Erdoğan değil her siyasetçi bu formülün kamuflâjında saklanır. Şayet bunu yapmazsa ayakta kalamaz. Siyaset ve siyasetçilik sahnede ömrüm geçti, birçok cendereden geçtim, hiç kimseye güvenmedim, sizlerde güvenmeyiniz. İyi bir siyasetçi dönek, kalleş ve iyi manevra yapan bir artist oyuncudur.

İyi ki ben bu siyasetçilerden değilim. Kalleş Siyaseti Benimsemiş olsaydım ruhumdaki insan Sevgisini çöpe atar ben de onlardan biri olurdum. Ayağıma dolaşanlar çok oldu ve bu kirliliğin hiç birini kabul etmedim. Bana gelen davetiyeler üzerinde başkaları gibi dört kez Türk Meclisi’nde yer almıştım. İyi ki olmadım, mutluyum ve onurumla, gururumla yaşıyorum. Bu makalemi okuyan beni hatırlasın ve Ankara’ya gelmememin ne kadar haklı olduğuma dair hak versin.

Varto ( Gımgım)’daki hırsızlık bir keçi bir koyun, T.C devlet İktidarın soygunculuğu ise; rüşvet almaya tecavüz etmek, silahları teröristlere transfer etmek, eroin satmak için çıkarları için insanları kiralamakla meşguldürler. Bu şifrenin delinmesi Bakan’dan başlar. Bu yetmemiş gibi bir de Türk Generalleri kaçak yönden insan tacirliğini yaparak fakir fukara gençlerini kandırıp Avrupa’ya taşımaktır.

Deste, deste uluslar arası paracıklar ve sandık, sandık banknotlar. Pekiyi Türk,-Halk Bankası- nda döner sermayelerde nelerin döndüğünü merak ediyor musunuz?

Sevgi ve Saygılarımla.

Kutbettin özer
Uluslararası Gazeteci ve Yazar
KutbettinO@t-online.de

------------
Kurdistana Bakur

Hiç yorum yok: