17 Aralık 2015 Perşembe

“FIKIH İSLAMI” - ORİENT TV VE KÜRTLER...



Mihrac Ural

Suriye'de YPG ve doğrudan Kürt düşmanlığının ana kaynağı Türkiye'de de olduğu gibi dinci çevrelerdir. İŞİD'in de Nusra Cephesinin de ÖSO ve diğer terör şebekeleri selefi cinayet girişimlerini de ağır tarzda Arap ırkçı-milliyetçi yayılmacı olduklarını belirtip, bu çevrelerin geleneksel Kürt düşmanlığını en ağır biçimde sürdürdüklerini belirteceğim. Özellikle son Haseki- Malki beldesinde yapılan “Demokratik Suriye Meclisi” toplantısının, Riyad'ta yapılan ve eli silahlı terör şebekelerinin çoğunluğu oluşturduğu toplantıya muhalif olarak belirmesi, Suriye yönetimine düşman bu çevrelerin ağzı salyalı bir azgınlıkla Kürtlere saldırmaya başladığını görmekteyiz. Kimi muhalifler, hakim oldukları bölgelere YPG'nin girişini yasaklaması ve Kürtleri kendi beldelerinden tehcir etmeye çalışması bu çevrelerin sözcüsü olan Orient News kanalından kesintisiz bir propaganda olarak verilip, tüm terör çevreleri bu yönde kışkırtılmaktadır.

DEMOKRATİK SURİYE MECLİSİ” VE TERÖR

Demokratik Suriye Meclisi” adlı meclis bir muhalif meclistir, aralarında yurtsever olmayan şiddetten yana kimi marjinal grupları da içermektedir. Ama bu meclis ülke özgürlük ve demokrasiyi, ülke bütünlüğünü savunan ve dış müdahaleye kesin karşı olan duruşuyla siyasal çözüm için en uygun olan meclistir. Bu meclis aynı zamanda Kürtlerin haklarını anayasal güvencelerle bağlamak isteyen Suriye mozaiğini temsil eden yapısıyla (özellikle başkanlığına "buğday dalgaları" hareketi başkanı barışçıl demokrat muhalif Heysem Mennah'ın getirilmesi, yakın dönem Başbakan yardımcısı Ekonomi Bakanı (23 Haziran 2012 – 29 Ekim 2013) SKP’li komünist Kadri Cemil’in de olması) dinci terör şebekelerinin korkunç tepkisine yol açmıştır.

Bu meclisin ev sahipliğini yerine getiren PYD-YPG elbette Suriye'deki tek Kürt hareketi değildir, ama en organize en geniş temsilciliğiyle ağırlığı olan bir hareket. Bu harekete yapılan saldırı tüm Kürt halkını hedef almış demektir. Uzun zamandır yaptığım gözlemlere dayanarak söyleyebilirim ki Orient TV kanalı YPG yi her zaman Esad'ın dostu, göstermeye çalışmıştır. Suriye ordusuyla YPG arasında ciddi hiç bir çatışma olmamasına karşın esir askerlere çok iyi muamele edilerek ailelerine tekrar emin yollarla ulaştırılmalarına karşın lokal çatışmalar da oldu. Bu durumda her iki taraf vatanseverce davranarak sorunları çözdü. Ama bu lokal çatışmalar da bile Orient TV kanalı YPG güçlerini Suriye ordusunun yedek gücü olarak yansıtmaya çalıştı. Demokratik Suriye Meclis toplantısından sonra ise tam çözülerek pervasız saldırılarını yükselttiler; ağır suçlamalar kadar askeri önlemler bile alınması için çağrılar yapılmaya başlandı.

Olayın gerçeğinde ise Kürtleri Riyad toplantısına çağırmayan kendileri, dışlayan, öteleyen, horlayan hep kendileri. Çünkü bunlar ırkçı-milliyetçi yayılmacı olarak farklı etnik varlıklara asla tahammül etmezler. Bakmayın “İslam ümmeti” demelerine, bunların ümmetleri ırkçı- yayılmacı Arapçılıklarıdır.

Bilenler için her şey açık. Bunu defalarca yazdım Suriye ordusu ve YPG düşman değildir ortak vatanın iki önemli gücüdür ve er ya da geç ortak mevzide teröre karşı savaştıkları gibi yeni Suriye'nin kuruluşuna birlikte katkı yapacaklardır. Bunu çok iyi bilen terör şebekeleri kendi kanallarında akıl almaz suçlama ve askeri önlemlerle Kürt halkına karşı ırkçı-milliyetçi yayılmacı kin gösterilerine bu son dönemde büyük bir ağırlık verdiler. Bunun bir boyutu da diktatör Erdoğan ve kıyımlarına destek olduğu açıktır.

Demokratik Suriye Meclisi terörden uzak duruşu özgürlük ve demokrasiyi ve Kürtlerin anayasal haklarını savunması dış müdahaleye karşı çıkışıyla gösterdiği vatansever çizgi, tüm terör güçleriyle arasındaki kırmızı çizgileri güçlendirmiştir. Bu ise tüm terör şebekelerini ve medyasını çıldırtmıştır.

FIKIH İSLAMI” VE TERÖR

Din istismarcıları diyelim, isteyen dinin kendisi desin sonuç itibariyle dünyanın her köşesinde terör ve İslam artık bir bütün olmuştur. Din bu ithamdan kurtulmak için de hiç bir şey yapılmadığı açıktır. Din erbabının sarf ettikleri her cümle bunu daha da bir bataklık haline getiriyor. Din adına şunları bile söylemekten çekinmeyenler az değildir; "Beni Kurayza aşiretinin bine yakın adamının kafasını eliyle kesen peygamberimiz değil mi? Peygamber efendimizin yaptığı işler “sünnet” ise buna karşı neden tepkilisiniz" demeleri burada daha da bir anlam taşıyor.

En iyimseri “ İŞİD’in yaptığı kelle kesmeler dine aykırı değil bunun nedeni İslam fıkhıdır. Bu fıkıh farklı kaynaklardan beslenir ve bundan dolayı da kaynaklarından biricik olanı değil, biri olan Kuran’ı ikincil görür. Çünkü “Fıkıh” yaşayan İslam’dır ve kaynakları ( Sünnet, Hadis, Kuran, icma, Kıyas.. vb) birden fazladır. Böylece ikinci plana düşen Nas (Kuran) artık İslam’ı değil o gün hakim olanların isteğine göre şekillenen bir din haline gelir.” Bu izahta kelle kesme ve İslam dini arasında hiçbir fark bırakmayan din adamlarının terörün dünyadaki ana kaynağının İslam olmasına önemli bir katkı sağlamış oluyorlar. Buradan hareketle İslam fıkhı yerine ben “Fıkıh İslamı” tanımını daha uygun gördüğümü belirteceğim. Suriye’de tüm dinci akımlar terörde anlam bulan vahşetin ırkçı-yayılmacılığın biricik kaynağını oluşturuyorlar. Baas milliyetçiliği ve olduğu kadar taşıdığı ırkçılığı bunların karşısında bir hiç kalır.

Bu çevreler özelliklede Arap olunca, Peygamberimiz Arap, dinimiz de Kuran'ımız da Arapça, cennetin dili de tüm insanlar için Arapçadır der dururlar. Emevi imparatorluğuyla doruk yapan bu ırkçı yayılmacı milliyetçi algı her zaman İslam’ın Muaviye şeriatı kanatları altında beslenip yürümüştür (Fıkıh İslam’ı burada en olgun haline gelmiştir, tam da sultanların istediği dünyevi maddi çıkarlar için bir şiddet dini).

Diğer İslam mezhepleri Arap olsalar bile ezilmiş dışlanmış kıyıma bile uğramıştır (Arap Alevileri bundan en ağır payı alan kesimler olmuştur ve bu nedenle Aleviliği kendine kimlik olarak Arap olmaktan daha fazla taşıma eğilimi gösterirler) Bu algı Baas partisiyle nispeten yumuşatılmış ise de "Ümmeton Arabiyaton vahida, zat-i risale-i halide" denilerek yayılmacılıktan bir adım geri atıp kendini sadece Arap ülkelerinin birliği düzeyine düşürmüştür. Ancak bu her bir Arap ülkesinde ( özellikle iktidara geldikleri Irak ve Suriye'de) diğer etnik dokulara karşı kültürel ağır milliyetçi baskı ve Araplaştırma şeklinden kurtulamamıştır. Suriye’de özellikle dinci Arap aşiretlerinin kışkırttığı mera, su kaynakları gibi alanlarda iç yayılmacı Arap kemeri bunun ifadesidir. Ancak bunlar da artık tarih oldu yeni koşul ve Kürtlerin tüm haklarının anayasal güvence içinde olması ve Kürt halkını koruma birliklerinin(YPG) artan rolü atlanamaz durumdadır. Tümüyle dinci terör şebekesi olan İŞİD, NUSRA, ÖSO ve türevlerinin değişmeyen kanaatleri Kürt düşmanlığı, Arap ırkçı-milliyetçi yayılmacılığıdır.

SONUÇ

Orient TV kanalı, azılı bir Kürt düşmanı kanaldır. Bu satırların yazarı her zaman Arap ırkçı-milliyetçi yayılmacılığını ve bunu temsil eden siyasal medyasal etkinlikleri şiddetle lanetlenmiştir. Çünkü terör ve ırkçılık ikiz kardeştir. Bunu en iyi Türkiye’de bu dinci soytarı diktatörün yaptığında görmek zor değildir. Bu kirli bir algı ortak vatanda barış içinde kardeşçe yaşama şansını yok eden algılardır. Suriye’yi yakıp yıkan terörün kaynağında da bu yönelimler bulanmaktadır. Suriye’deki kanlı kıyımların sorumlusu olan terör şebekelerinin sözcüsü olan bu kanalın sahibi, Arap ırkçısı bir İdlipli Suudi-Haliç sermayedarı Ğassan Abbud'tur. Kirli ve karanlık sermaye birikimleriyle Esad yönetimine yağ çekerken gördüğü itibarsızlık üzerine kendine benzer çevrelerle birlikte olmayı muhalefet yaparak terörü desteklemeye başlamıştır.

Suriye olayları başlar başlamaz yayın faaliyetini ülkeden çıkararak akıl almaz abartı yalan demagojilerle kaosu, terörü desteklemeye başladı ; "kim olursanız olan ne yaparsanız yapın yeter ki Suriye devletini yıkınız" aklıyla çalışan bu kanal terörün ırkçılığın simgesidir. Bu gün yapmakta olduğu Kürt düşmanlığı ise olayları yakından izleyenler için çok boyutlu anlamlar taşımaktadır.

Son cümlem de şudur; tekrarla belirteyim Beşşar Esad’ın da liderliğinde tüm yurtseverlerin amacı haline gelen Demokratik Suriye direnişi terörü hezimete uğratacak haklı tek algıdır.

* 6 Aralık 2015 / Çarşamba- Türkmen dağı


Hiç yorum yok: