1 Temmuz 2014 Salı

Kürdistan'ın doğum sancıları‏...




Dr. İsmet Turanlı


60 sene önce idi. Stajyer doktor olarak dört gün doğum stajı yapmamız icap ediyordu. O dört günde en azından dört doğumda ebeler gibi yardımcı olurken filozofik bir heyecan içinde idim. Bir anda, bir kadın doğum yapınca iki insan oluveriyordu. Bir de dışarda bekleyen baba vardı. Bu üç insan için yepyeni bir yaşam tarzı başlıyordu. Empati kurma kabiliyetiniz varsa o üç insanın haleti ruhiyelerini tahmin edebiliyor musunuz.? Ben o heyecanlı anları yaşayınca doğum uzmanı olmaya karar verdim.

Seneler sonrasındada Tüp bebek yaptığımda yeni bir filozofik heyecanı yaşadım. Bir spermi (tohumu), annenin yumurtalığından çıkardığım yumurtaya enjekte ettikten sonra teşekkül eden Emberyonun ilerde insan olarak karşıma çıktığında heyecanımı tahmin edebilir misiniz.?

Biyolojide müşahede ettiğimiz doğum hadisesinin sosyoloji de de mümkün olabildiğini, Kürdistan'ın asırlardan sonra bağımsız devletini kurarken doğum sancılarında nelere maruz kaldığını analize etmeye çalışacağım:

1- Suriye ve Irakta Suni mezhebinden olanların o bölgede Halifeliklerini ilan edip askeri mücadeleye girişmeleri, Kuzey Irak'taki Kürtlerin federatif başkanlıktan müstakil Kürdistan devletini kurmaya mecbur bırakmıştır. ‘’Artık Irak’ın bütünlüğünden bahsedilemez. Kuzeyde Kürdistan olmak üzere üçe bölünecektir.’’ Deniyor.

2- Peşmergeler Kerkük vilayetini işgal ettikten sonra, Barzani'de celallenip ‘’ Kerkükten artık çıkmayız’’ demesi doğum sancılarının yeni bir devresi idi.

3- Emperyalistlerin gözlerini kamaştıran petrol zenginliği bazılarının kıskançlığını tahrik ederek doğum sancılarını da artırabilir.

4- İsrailin ‘’ Kürdistan devleti kurulursa onu resmen tanırız’’ demesinin ardından, şimdiye kadar Kürdistan kelimesi Türkiyenin kırmızı çizgisi olduğu, savaş sebebi olabileceğini söyleminden vaz geçerken, hükumet sözcüsü ‘’ Kürtler kardeşimizdir, onların devlet kurmaları hakkına kimse karşı çıkamaz’’ demesi, bana kalırsa Barzani'nin ayağının altına kırmızı halı serilmiş oluyordu.

5- Son sancı da Barzani'nin Waşingtona bir heyet göndermesi ile devam etti.

6- Artık Barzani'nin referandum bahaneleri ile ayak sürmesi yerine UNO’ya müracaatle bağımsızlığını ilan etmesi gerekmektedir.

Bir doğum hadisesinde insanların yaşadığı heyecanı, sevinci Kürtlerin özgür bir devlet olduğu anı yaşadığımızda sevincimizin boyutunu ölçmek mümkün olamıyacaktır.

Benim bugünlerde kendini Kürt kökenli olanlardan büyük istirhamım Cumhurbaşkanlığı seçiminde sandığa gidip Kürt adaya oy vermeleridir. Bu olayda öncelik Kürtlerin Türkiye'deki varlıklarının bir nevi REFERANDUMA maruz kaldıkları bilincine varmaları. İster adayı sevsinler, isterse istemedikleri fikrinde dahi olsalar ellerine geçen bu altın fırsatı heba etmemeleri, Kürt adaya oy vermeleridir. Katılım ve iştirak ne kadar çok olursa Kürtler, Türkler nazarında ciddiye alınacak bir saygınlığı sağlamış olurlar. Özerklik hayallerinin gerçekleşmesi de o derece kolaylaşmış olur. Ondan sonra 80 senedir haksız yere dörde bölük yaşayan Kürtlerin, hak ettikleri bağımsız Kürdistan devletini de kurabilirler.

Kürdistan (bebeği) devleti doğarken (kurulurken) ona uzun ömürler, sağlıklı, mutlu yaşam dileği ile.


 Antalya, 30.06.14   


Hiç yorum yok: