10 Şubat 2017 Cuma

Ali Garip: Yüksek Ali


(Fotoḡraf: Solda,  Suriye Komünist Partisi, yanında Faiz Cebiroḡlu, yanında, Çin / Uyguristan Komünist Partisi, yanında, Kıvılcım / Sosyalist Vatan Partisi, yanında Ali Garip ve en sonda PKK’li Fadıl)


Faiz Cebiroḡlu

(I)
8 Şubat 2017’de, Samet Erdoḡdu, facebook sayfasında yazdı ”Abdullah Dereli yani Ali Garip, demens hastalıḡına yakalanmış” diye. Geçmiş olsun diyorum. Ali Garip, benim de, Suriye’den arkadaşımdı. Çok sevdiḡim arkadaşımdı. Hem Beyrut kuşatmasında, hem de Suriye, Parlemento kafeterya’dan arkadaşımdır. Emsali az bulunur bir devrimcidir.

Suriye parlemento kahvesinde tanıştık; ”Feyyaz, benim Arapça konuşma dilim güzel, bir bildiri var, bunu Arapça yazı diline çevirebilir misin?” diye sordu. Ben de olur dedim. Bana, ”Parasını da veririm” dedi. Ben de. Tamam olur. Dedim.

Bildiri: İsrail işgaline karşı ve Filistinlilerden yana idi. Arapça yazı dili 20 dakika geçmeden, bitirdim. Bana, ”Yoldaş, bu kadar para var, hediyem olsun..” dedi.
Aynı parayı, cebine koydum. Bana baktı ve baktı…”Benim adım, Abdullah Dereli ama şu anki adım: Ali Garip’tir” dedi.

Ben de, takma adın ve soyadın, Arabidir, Arapçadır, dedim. Ali, yüksek oluyor, garip te yabancı, ecnebi oluyor…

“Fevzi ya da Feyyaz, Suriye’de yaşıyorum. Hatay / Reyhanlı’yım. Takma adım Ali olsun. Alevileri de seviyorum…” dedi.

Ali Garip ile yani Abdullah Dereli ile tanışmam böyle oldu.
(II)

Suriye’de, Arapça yazı kursu vardı. Ben de katılayım, dedim. Baktım ki, Ali Garip’te orda.
Hemen yanıma geldi: ”Feyyaz, bu Arapça yazı dilini öḡrenmem gerekiyor. Arapça bildiriler var da, sana sürekli danışamam…” dedi.

Ben de, sizleri burada görmek, beni çok sevindirdi. Her zaman danışalım ve konuşalım, dedim.
Arapça dil kursuna devam etti… Bir gün baktım ki, Ali Garip yok. Parlemento kafetaryasına gittim. Yok. Arkadaşlara sordum. Bilgileri yok…

Ben kursu bitirdim. Askerliḡim eksikti. Lübnan’da ”askerlik” yapayım dedim. Lübnan’da Türkiyeli devrimcilerin olduḡu kampa gönderdiler.

Kampa ulaşır, ulaşmaz: Ali Garip oradaydı. Sene 1982!
Bir baktı, ”Feyyaz!!! Burada!” Baḡırdı.

Bana: ”Yahu Feyyaz, sen Behice Boran partisinden yani Türkiye İşçi Partili deḡil  misin? Burada ne işin var?” diye mizahi olarak sordu.

Ben de, “askerliḡimi burada yapayım diye, geldim!”
O’da güldü…

(III)

1983’te Şam’da gene bir araya geldik. Parlemento kafeteryası.

Ben de Ali yoldaşa, yarın bir orman gezintisi yapalım. Komünist partililer de yer alacak dedim.
Ali’de, ”Olur, ben de varım” dedi.

Saat 12.00 sularında buluştuk: Suriye otobüsü önünde: Gelenler: Suriye Komunist Partisi üyesi, Faiz Cebiroglu (Türkiye İşçi Partisi), Çin, Uyguristan Komünist Partisi, Sosyalist Vatan Partisi, Ali Galip, TKEP ve en son Fadıl PKK…)

Ormana gittik. Suriye rakısı var. İçtik. Faiz ya da Ali Garip deyişi ile Feyyaz baḡlama çaldı. Ali Garip eşlik ediyor: ”Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz..” diye.

(…..)

Başka anılar da var. Bunları daha sonra yazarım.

Gözyaşlarım var. Ben de aḡlıyorum.

Güzelim Ali Garip. Güzelim Abdullah Dereli, Seni seviyorum be!!!





Hiç yorum yok: