4 Haziran 2013 Salı

Taksim intifadası ve çözüm yolu




Demir Bilgin

31 Mayıs 2013’te , Taksim’de büyük bir  intifada (halk ayaklanması ) oldu. Yıllardır biriken öfke taştı.Öfke,  Taksim Gezi Parkı’nda patladı! Onbinler, gerici AKP’ye ”dur!” diye, meydanlara indi. Onbinler, ”Recep,  defol!...” diye bağırdı. Taksim intifadası, Taksim’de kalmadı;  tüm Anadolu’yu  sardı. Şiar tekleşti: Heryer Taksim, heryer intifadadır!

Evet, heryer Taksim ve heryer intifadadır.

Tüm yazı ve yorumlarımda hep bunlara işaret ettim. Son yazımda; ”Temel çelişki, baş çelişki ve alfabe” başlıklı yazımda, şeriatçı AKP Hükümetine karşı mücadelenin anlam ve önemine vurgu yapmıştım. Gerçekler, inatçıdır. İnatçı gerçekler, Taksim’de patladı. Taksim patlayışı, bir giriş oldu. Giriş mi, şudur: ”Müslüman burjuvazisinin  alt yapısı üzerinde şekillenen, gerici, şeriatçı bir üst yapı istemiyoruz”  demektir. Temel çelişki, baş çelişkinin yarattığı birinci nokta  budur.

İki: İntifadalar, bazen beklenmedik bir anda patlak verir. Taksim’de bu oldu, patladı. Biriken öfke, toplumsal evrim tarihimizi, geriye, feodal sistemin kurallarına götürmek isteyen AKP ve hükümetine isyan etti. Taksim ve sonra, Taksimleşen Anadolu İntifadası, bu oluyor.

Soru: Peki, böylesi bir intifada, biz devrimciler olarak, ne yapmamız gerekiyor?

Cevap: İntifadaya cevap verecek ve Türkiye’yi, şeriatçı AKP yönetiminden kurtaracak bir çözüm yoluna ve çözüm yolunu gösterecek bir proğrama ihtiyaç var, demektir.

Bu, şudur: Şu an Türkiye’de baş çelişkimiz, gerici, şeriatçı AKP ve hükümetini iktidardan uzaklaştırmaktır. Bunu ancak ve ancak, ”asgari” bir proğramla yapabiliriz.

Peki, sözcük olarak, asgari nedir? Program nadir?

Asgari, arapça sözcüktür, küçük demektir. Minimum noktalarda anlaşmak demektir.

Program, yapılacak işleri gösteren pusula demektir.

Bu tanımlardan sonra ”asgari” proğrama geçiyorum.

Giriş:

Bizler, emek – sermaye çelişkisini unutmadan, siyasal kuruluş tarihimizi geriye, şeriata doğru götürmek isteyenlere karşı birlikte hareket eder, ama kapitalist düzenin sonrasını, yani sosyalizmi savunuruz.

Bizler, laik bir devletin kurulmasından yanayız. Laik devlet şudur: Devletin ne resmi, ne de gayri resmi bir dini olmamalıdır. Şiarımız açıktır: Devlet, dinden elini çek!

Aleviler,  sunni devletin baskısı altında yaşamalarına  son verilmelidir.

Türkiye’de ulusal sorun, Kürt sorunudur. Ne yazık ki, 21 Mart 2013, İmralı süreci, AKP’nin ”sahte vaatleri” ile 35 yıllık direniş, ”Türk – İslam Sentezi” altında, şeriatçı AKP ve Recep Tayyip’in ”Kürt açılımlarına(!)” terkedilmiştir. Türk – İslam sentezi altında, Kürt sorunu bir yana, hiç bir sorun çözülmez. Bunları yazmak ve tekrarlamak gerekiyor. Kürt Sorunu, geriye, şeriata gidilerek çözülmez, Kürt Sorunu, ancak ve ancak ileri, hep ileri hamleler ile çözülür, diyoruz.

Böylesi bir ”asgari” programsal giriş, aşağıdaki noktalar oluyor:

1- AKP Hükümetini derhal iktidardan uzaklaştırmak.

2-  İmamın ordusunda temerküzleşen tüm şeriatçı kesimleri uzaklaştırmak.

Bunlar yapıldıktan sonra, Türkiye’ye uygun ”İlerici demokratik” bir anayasa  ile, yani devletin politik ve örgütleniş tarzına uygun bir anayasa ile tüm hak ve özgürlükler belgelenir.

Bunlara hep işaret ettim, ediyorum…

Taksim intifadasını ileriye götürecek ve gösterecek bir pusulaya ihtiyaç var.

Temel çelişki / baş çelişki bağlamında, şu an ki pusulamız, ”Asgari Program” ile, şeriatçı AKP ve Recep Tayyip’i iktidardan uzaklaştırmaktır.

Taksim intifadasında ortaya çıkan ve  bizlere verilen mesaj budur.


Hiç yorum yok: