13 Ocak 2015 Salı

HÜDA-PAR, IŞİD ve El-Kaide...



"Allah'ı ve Kuran'ı siyaset malzemesini yapmak çok kötü ve gerçekleri manşet yaparak hasıraltında siyaset meydanına girmek ve dini, mezhebi araç etmektir. Allah'ın partisi ve Allah'ın askeri diyorsanız, Hz. Muhammed kimin askeriydi ve ona bağlı savaşçılar kimin savaşçı askerleriydi?


Kutbettin Özer

HÜDA-PAR dili Türkçe ve marşını Kürtçe okuyor ve Türkçe propagandasını yaparak Kürt-Türk İslam Partisi olmak istiyor ve bu parti Allah’ın partisidir diyor. Allah'ın partisi yoktur bu bir günah işlemedir.
Allah'ın askeri yoktur. Allah'ın partisi olamaz. Kuran’ı-Kerim 'de böyle bir açıklama da yok. Allah mı bu HÜDA-PARI kurdu? Allah’ın partisi diyorsunuz?

Bana ve kamuoyuna hikâye ve masal, rivayet, yalan edebiyatı yapmadan cevap verirseniz memnun olurum. Sonra Türk devletin sisteminde ne zamandan beri Kürt ve İslam Partisi veya Kürt ve Türk siyasi Partisi dile getirilmiştir?

Aksine Kürt-Türk kardeş derken Kürtler basılarak darağacına asılmıştır, Kürt İslam hareketi kanla basılmıştır, Et ve tırnak derken tırnak uzadıkça Kürtlerin başı kesilerek ateşe vermişlerdir. Açıkçası Kürt adına çıkan bütün kuruluşlar inkâr ve darbelerle imhalara uğramıştır.

IŞİD, HİZBULLAH, EL-NUSRA, El-Kaide ve buna benzer bütün gerici hareketlere bağlı olan örgütler, egemen devletlerden sürekli destek alırken, Kürt hareketi aksine destek değil asimile, imha ve katliam deneylerle karşı karşıya geldiler. Kürtler dinini, mezhebini Zerdüşt’ten İslam âlemine kabul ettikleri halde Kürtlere düşman gözüyle baktılar. Üstelik tarih boyunca baskı, barbar ve jenosit katliamlarla karşı karşıya kalması hiç eksik olmadı.

Soruyorum, acaba İslam devletleri Kürtlerin Müslümanlarını bağrına koyup sevdiler mi? Kendi ırklarını bir Üst Irk olarak kabul ettikleri zaman Kürtleri de Üst bir Irk olarak kabul ettiler mi? Hayır!!! Ayrıca HÜDA-PAR, Hizbullah’tan kurulu bir siyasi örgüttür, bütün terör örgütlerin ağı ile bağlantılıdır. Karanlık bir İslam partisi olarak Kürdistan’ın göbeğinde ve Türk devletin egemenliğinde kurulu ve destek gören bir gayri-Sünni Kürt ve Türk İslam Partisi-Allah’ın Partisi olarak tanıtılmış.

HÜDA-PAR’ a sormak lazım gerçekten bu parti Allah’tan ilahi yollarla gönderilip alın bu Allah’ın partisidir yürüttün mü dedi, yoksa birileri mi sizleri besleyerek alın Kürtleri kandırın, nasıl olsa saf, keriz, cahil ve her açıdan köleliği benimseyen, ezgiyi seven, çok çabuk aldanan, ırkını, cinsini inkâr ve itiraf eden, Kimliklerini başka egemenlerin yanında mutlu gören, üst-kimlik istemeyen ve üst kimlik -lere hayran olan ve onlara ömür boyu köle bekçiliğini yapan ve en önde yürüyen aptal kahramanlardır. Açıkçası, IŞİD, El-Kaide, El-Nusra Kürtleri parçalayan, Türk egemen devletin partisidir. HÜDA-PAR gibi uyuşturucu zihniyeti taşıyan tehlikeli ve Kürtleri kandırıp Allah’ın askeri diye lanse etmektedir.

CİZRE olaylarında HÜDA-PAR’ ın parmağıyla insanların ölümüne sebep oldu.

Kobani ve Şengal’ de olan katliam saldırı Ortadoğu’nun göbeğinde önemli bir sorun çıkarak uluslar arası konu olarak gündemin ajandası oldu. Kürdistan ülkesi. IŞİD, El-Kaide ve diğer İslam örgütlerini örgütleyen emperyalist ülkeler ve onların kuklası Türk devletinin İslami Örgüt-lere maddi, manevi ve stratejik destek vererek ilk başından beri devam etti. Buna bağlı kukla devletler de bu ateşin içine girdi. İslam dini ve Mezhebi adı altında örgütleyen Örgütler, güya Arap Baharı denilen demokratik iç isyanlar başlatarak yenileme, değişim ve dönüşümle demokratik sisteme geldiğine inanarak bedel verdiler. Arap Bahar’ın gelmesinden sonra Ortadoğu daha da kıvılcımlaştı ve Ortadoğu ülkelerini ateşe vermiş oldu. Başarılmayan son nokta Suriye’de Esad ayakta dimdik durdu ve karanlık cephede İslami örgütlerle doldu ve taştı.

İslam Örgüt Hareketleri, Bağdat’ı, Şam’ı ve Ankara’yı kuşatma hedefli amaçlı değildi, bunları maksatları Kürtleri alttan kuşatma ve Kürdistan’ı Ortadoğu coğrafyasından silmekti. Suriye’de PYD-PKK güç alternatif haline geldi. Rojava ’nın kurtarıcısı ve koruyucusu oldu ve savunmaya devam etmektedir. Tabii ki (Suriye’deki Kürt olumsuzluluklarını tartışmasız bitarafa bırakalım, şimdi onun sırası değil).

İŞID’in aniden Musul’u işgal etmesi ve Bağdat ordusu IŞİD’de soğukkanlı bakması ve seyretmesi bütün dünyayı şaşırttı. ABD, BB-Londra ve İsrail, Ortadoğu’da çizmiş olduğu kader-projesine denk gelmeyen IŞİD hareketine karşı tavır alarak Avrupa’yı devre soktu. İlk Almanya devleti Peşmerge’lere maddi ve manevi yardımda bulundu, arkasında Fransa devleti de Kürtlerin yanında yer alarak sonuna kadar yanındayız dedi. IŞİD’leri çılgına uğratan şey, Peşmerge ve PYD Kürt Askeri Güçlerin birlikte IŞİD’ e karşı aynı cephede savunma alanında yer almasından dolayı İslami hareketlerini şaşkınlığa uğrattı.

İŞID ne yaptı?

Kürtleri destekleyen ülkelere karşı eylem Gerçekleştirdi. Paris olayında katliamı gerçekleştiren Uluslar arası Terörist Örgütü İŞID ve I ŞİD ’in yerine El-Kaide eyleme sahip çıktı. Yani sağ gözüm değil sol gözüm eylemi yapıldı.

Fransa’da IŞİD’in kanlı eylemini proteto ediyor ve katilleri örgütleyen örgütleri derhal uluslar arası yargılanmasını istiyorum. Fransa’da 12 günahsız insanlar katledildi ve bunun yanında da birçok insanlar da ağır yaralandı. İki (2) İslami Teröristleri yakalanması için 80 kadar polislerin arkalarına düşmesi normal görülerken, Kürdistan ili olan Şengal ve Kobani’de binlerce insanlar öldürüldü, kafaları kesildi, Kürt kadınları rehine alınarak taciz edildi, yüzlerce Kürt kadınları da Araplara satıldı. Avrupa ve dünya ülkeleri Kürdistan’daki katliamı görmezlikten gelerek 57 ülkenin Fransa’ya gidip acıyı paylaşması ve başsağlığı dilemesi düşündürücüdür. Bütün dünya yazar ve aydınlara düşen kalemşorlara bir görev düşüyor, bu ikilim ayırmanın ve farklılıkların üzerinde mutlaka tartışılmalı ve yazılmalıdır.

Egemen ve İslam-i siyasi Hareketler Kürdistansız bir Ortadoğu olmasını isterler.

Önce Kürt kazanımları yok olsun, Kürt halkı silinsin, Kürtsüz yeni bir Ortadoğu projesi olsun. Irak, İran, Suriye ve Türkiye’de devlet-destekli kurulan bütün İslami partilerin amacı da yukarıda yazılanın aynısıdır. Kürdistan’da HÜDA-PAR bu dava için her yerden destek alarak yürütüyor. Buna benzer tuzak; Kürdistan’ın bağımsızlığına karşı gelen, çarpık ve akla yatmayan teoriyle gündemi dolduruyor. Maalesef ‘’BARIŞ’’ çığlığını atan bazı Kürt örgütleri de Kürtlerin kaderini ve geleceğini bile bile cehenneme attıklarının farkındalar, farkında oldukları halde teslim olmayı tercih etmişlerdir. Gündemde Kürtlerin konumu, egemen ülkede iktidar mücadelesi değil, bilakis Kürdistan ulusal iradesi söz konusudur…

Kürtlere sesleniyor ve kulaklarını çınlatmak istiyorum;

Önce Kürdistan bağımsızlık uğruna çalışın, uluslar arası devlet olarak tanınsın, kendi idarenizi, yönetiminizi Anayasanızın çerçevesinde şekillensin ve fiiliyatta resmileşsin ondan sonra ne yapıyorsanız yapınız, özgürsünüz.

Kürtlerin siyasi Hareketi egemen ülkelerde iktidar için değil, kendi ulusal bağımsızlığını kazandıktan sonra Kürdistan ülkesi sınırlar dâhilinde diğer ülkeler gibi siyasi çalışmalarına başlar. Çoğulcu siyasi partiler arasında en güçlü siyasi parti hangisi ise o parti iktidara gelir. Bunun dışında hiçbir şeyin Gerçekleşmediğine inanıyor ve bunun dışında hiçbir alternatifin olmadığını düşünüyor ve görüyorum. Türk, Türk’e ne Kadar sahip çıkıyorsa, Kürt Kürt’e de o kadar çıkarlarına sahip çıkmalıdır.
Son sözüm; Kürtlerin ve Alevilerin ortak hedefi ve ortak birlikleri her şeyden önemlidir. Ve bunun yanında Kürt, Türk İslami Parti Allahın partisi, askeri, Cihadı memnun eden İslami amaç mı, ya da Allah’ın Partisi mi adını bile duymak istemiyorum.

Dr. İsmail Bşikçi;Ulusun ve vatanın özgür olmadığı durumlarda aile kurumunun özgür olması, akrabalık ilişkilerinin bir değer ifade etmesi de olası değildir.

Bayram gelmiş neyime, Kan damlar yüreğime

Sevgi ve Selamlarımla

Kutbettin Özer / 12.01.2015

KutbettinO@t-online.de  
Uluslararası ve Gazeteci ve Yazar. 

Hiç yorum yok: